
En sevmediğin huyun veya zayıf yönün nedir diye sorulunca mükemmelliyetçiliğim diyen bir yığın insan var. Etrafınızda çok duymuşsunuzdur. İçinde “mükemmel” kelimesinin geçiyor olması, “mükemmelliyetçiliği” insanın zayıf yönü olarak seçmesi için makul bir seçenek kılıyor. “Ya işte lanet olsun çok mükemmelliyetçiyim abi yeaa” dedirtiyor. Bu lafın bendeki yansıması şudur: “abi bana güvenme, benden kolay kolay iş çıkmaz, şimdiye kadar kaç iş çıktı ki zaten”dir.
Zayıf yönünü “mükemmelliyetçilik” olarak niteleyen insan zannediyor ki; mükemmelliyetçilik, herhangi bir şeyi mükemmel olmasını istemek, ama işte ne yapsın, imkanların el vermemesinden dolayı yapamamak, kendi içinde sorun yaşamaktır. Hayır efendim değildir. Mükemmelliyetçilik temelde korkaklıktır. Bir işi yapmaya başlayamamaya, bir tasarımın ilk çizgilerini atmamaya, bir devrenin ilk komponentini seçmemeye sebep olur. Olacak mı, çalışacak mı, ya olmazsa, olur da istediğim gibi olmazsa korkusu insanı işten güçten alıkoyar. Lanet bir histir, resmen bataklıktır. Tek çözüm yolu yarım yamalak da olsa, çalışır özelliklere sahip, temel değerleri, çizgileri taşıyan ilk versiyon ürünü, işi, servisi çıkarmaktır.
İşe alacağım bir mühendise zayıf yanlarını sorsam ve “mükemmelliyetçilik” cevabını alsam, önce “mükemmelliyetçilik”in tanımını sorarım. Eğer gerçek tanımını vermişse işe almam. Bir işi yürütmek için olmaması gereken en son özellik “işi yürütememek” değil midir? Peşinen bu işi yapamayacağını söyleyen kişiyi neden işe alayım?
İş yapamamanın, işi son ana bırakmanın bir de procrastination (erteleme) denen illet yanı var. Procrastination sadece erteleme anlamını barındırmadığı için procrastination olarak kullanacağım. Bundan sadece ben, sen o değil tüm dünya muzdarip. Quora’da bununla ilgili çok güzel bir cevap var. En azından neyle ilgili olduğu üzerine tatmin edici bir cevap. Yine Quora’da procrastination etiketi altında bir yığın cevap ve teknik bulabilirsiniz.
Yukarıdaki kısım biraz da özeleştiriydi.
Neyse.
Gelelim bu meseleyi neden açtığıma. Daha önceki yazılarımda hep taslak olarak bir yığın yazının biriktiğinden, tamamlayıp yayınlayacağımdan söz ediyordum. Bir türlü yayınlayamadığım onlarca yarım yazı birikti. Biriktikçe çoğaldı ve ne zaman bir el atmaya yeltensem altında kaldım.
Şimdi o yazıları, otomatik yayınlnması için zamanlıyorum. Yarım yamalak da olsa haftada bir yayınlanacak. En azından yazdığım kadarını paylaşmış olurum. Belki yazıyı okuyanlar geliştirir. Belki de yorumlara binaen ben geliştiririm.
Bunu söylemek için yazdım.
Tekrar görüşmek üzere.
Reklam ve spam atmadığım mail listeme üye olmak için 10 saniyede aşağıdaki formu doldurabilirsiniz:
Ahmet Bey guzel yazilariniz icin tesekkur ederim. Arduino ile polis sireni ve yanip sonen led yapmam gerekiyor odev icin. Kodlari gonderebilir misiniz?
Herhalde öyle bir yazının altına böyle bir yorum yazarak ironi yapmaya çalıştınız 😀
Harika ya gerçekten bu yazının altında böyle cevap çok hoş olmuş. 🙂
Ahmet Bey yurt dışında çalışmayla alakalı da bir yazı bekliyoruz sizden ..Hem iş imkanları hem de çalışma koşulları ve zorlukları açısından nasıl değerlendirirsiniz? teşekkürler
Yazinizda Quora’daki procrastination ile ilgili cevap icin linki tikladigimda link calismiyor. Quora’ya uye mi olmak gerekiyor acaba?