Mühendislik Eğitimi İçin 13 Alternatif Öneri

Posted by & filed under Mühendislik, Üniversite.

Türkiye'de Mühendislik Eğitimi

Türkiye’de mühendislik eğitiminin kötü olduğu söylenir. Hem mühendisler hem de öğrenciler arasında sıkça dile getirilen, pelesenk olmuş bir tespittir. Kötü denebilir mi veya kötü derken ne referans alınır bilmiyorum ama iyi olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. İyi olmadığını söylerken neye göre iyi olmadığının referansını vermemiz gerekir tabii ki.

Neye göre iyi değildir? MIT’nin mühendislik eğitimine göre iyi değildir. Peki MIT’de olup da Türkiye’de olmayan nedir? (Bu arada elektrikmedya.com ‘da yayınlanan ABD’deki en iyi mühendislik okulları yazısından ABD’deki en iyi mühendislik okullarının listesine ulaşabilirsiniz. Ayrıca MIT’nin Mühendislik Eğitimi Kötü yazıma da bir göz atmak isteyebilirsiniz.)

Türkiye’deki mühendislik eğitimini geri bırakan nedir? Aklıma gelen ve bulunduğum yerden farkettiğim bir kaç madde;

  1. Akademisyen/öğrenci oranının düşük olması.
  2. Akademisyenlerin çok fazla derse girme mecburiyeti (ekonomik veya akademisyen eksikliğinden kaynaklanan sebepler) dolayısıyla öğrenciyle fazla uğraşamaması.
  3. Akademisyenlerin ders vermekten başlarını alamayıp araştırma geliştirmeyle ve öğrenciyle yeterince uğraşamaması.
  4. Öğrenci sayısının çok fazla olması.
  5. Laboratuarların yetersiz olması ve var olanların da ulaşılabilir olmaması. Laboratuar anahtarı kapı görevlisine bırakılır ama öğrenciye katiyyen verilmez.
  6. Laboratuar aktivitelerinin yetersiz olması, yapılanların pratikte işe yaramaması (tabii ki giriş seviyesindeki laboratuarlarından işe yarar cihazlar çıkması beklenmez, ileri derslerden bahsediyorum). Öğrencinin laboratuarda işine yarar, evine götürüp koyabileceği, bununla gurur duyacağı bir şeyler üretememesi.
  7. Eski ders müfredatları.
  8. Ders içeriklerinin güncellenmemesi, 20 yıllık bilgilerin öğretilmesi.
  9. Sanayii-üniversite işbirliğinin ticari ilişki seviyesinde kalması. Şirketlere laboratuar kurdurulması, bağış yaptırılması, karşılığında akademisyenlerin şirketlere danışmanlık vermesi ve şirketlerin de bu sayede projelerinden vergi avantajı elde etmesi.
  10. Genç akademisyenlerin angarya işlerle bunaltılması, enerjilerinin tüketilmesi.
  11. Akademisyenlerdeki pratik uygulama eksikliği.
  12. Öğrenci sayısı arttıkça öğrenci kalitesinin düşmesi. Buna bağlı olarak öğrencinin, “dersi daha iyi öğrenmek için ne yapabilirim?” yerine “dersi geçmek için ne yapabilirim?” şeklinde düşünmesi.
  13. Öğrencinin fazlasını talep etmemesi, hocayı çalışmak zorunda bırakmaması.
  14. Akademisyenler arasındaki gruplaşma, adam kayırma, çekememezlik problemleri.
  15. Kadro açılmaması gibi idari, proje fonlaması gibi mali problemler.
  16. İdari kadrolardaki siyasi kutuplaşmalar.
Bu listede suçu hep öğrenciye, idareye atmışız gibi bir fikre kapılmış olabilirsiniz. Yetersiz, ders ezberleyerek/kopya çekerek yüksek ortalamalar tutturmuş, hocanın dizinin dibinden ayrılmayıp araştırma görevlisi olmuş, akademinin içinde de kalıplaşıp yüksek lise öğretmenine dönüşmüş akademisyenlerden bahsedebilmek için yeterli akademi tecrubem yok. Dinlediğim onlarca doktora yeterlilik sınavı, jüri seçimi, birbirine gıcık akademisyen, asistan seçme hikayeleri, yazamadığım iddialarımı dillendirmek için yeterince güçlü kanıtlar değiller. Dolayısıyla o kısmı geçtim. Bunlarla ilgili birden fazla akademisyenin Emrah Göker’in İstifhanesi‘nde yazdıkları “Akademik Taşra” serisini ve Prof. Dr. Ayşe Durakbaşa ‘nın “Üniversiteler Vesayetten Kurtulabilecek Mi?” yazısını okuyabilirsiniz.
Peki MIT’ de yukarıda yazdıklarımın tam terslerine ek olarak neler var?
  • Akademisyenlerin bir çoğu blog yazar. Öğrencilerine sadece dersle alakalı değil, alanlarıyla ilgili diğer her şeyde yol gösterir. Bilgi paylaşımları süreklidir.
  •  Her laboratuarın bir internet sitesi vardır. Laboratuardaki projeler için bu sitelere alt domainler açılır. Laboratuarlarda işe yarar, estetik, eğlenceli projeler yapılır ve açık kaynak olarak yayınlanır.
  •  Akademisyenleri aktüel kitaplar yazar. Ders kitapları ya çok detaylıdır ya da internetten yayınlanmıştır.
  • Akademisyenler derslerdeki ikircikli noktaları analojilerle anlatır. Demo yaparlar.

Mühendislik eğitimine yapılması gereken eklemeleri aşağıda maddelemeye çalıştım.  Tabii ki bu maddeler iyi mühendis yetiştirmek için yeterli değildir ama daha donanımlı mühendisler yetiştirmek için gereklidir diye düşünüyorum. Bunlar benim fikirlerim, yanlış veya gereksiz olduğunu düşündükleriniz vardır. Onları da yorumlarda belirtirseniz sevinirim.

  • Matematik eğitiminde olasılık ve istatistiğin ağırlığını artırmak.
  • Tasarım, sanat, estetik eğitimlerine ağırlık vermek.
  • Rutin işlerini otomatize edecek sistemi geliştirebilmeleri için yetenek sağlamak. Örneğin hepsinin işine yarayabilecek bir programlama dili öğretmek. Python olabilir. Kendilerine ait 10 15 site içinde arama yapabilecek küçük bir arama motoru yazabilmeliler.
  • 1 ders de olsa Google kullanım eğitimi vermek.
  • Bir muhasebeci kadar olmasa da küçük bir işletmenin muhasebesini tutacak kadar finans eğitimi vermek.
  • Açık kaynak kültürünün aşılanması. Açık kaynak bir proje yapmak, yapılmış bir projeye çeviri de olsa katkıda bulunmak.
  • Blog tutma mecburiyeti. Kendini ifade etme, yazılı iletişim, dile hakimiyet sağlamak.
  • Gönüllülük mecburiyeti. Haftada 5-6 saat bakım evlerinde, kreşlerde, kimsesizler yurdunda vs gönüllü hizmet vermek. 
  • Uzaktan öğrenim sistemlerinden (Udacity, Coursera, Open Learning InitiativeMIT Open Courseware, Yale Open Courses, Stanford gibi) her dönem en az 1 adet alandan bağımsız ders alıp geçme zorunluluğu.
  • Her sene alanında uzman bir kişiyle ropörtaj yapıp, yapılan diğer ropörtajların 10 tanesini izlemiş olmak
  • Satış mecburiyeti. Herhangi bir şeyi kapı kapı dolaşıp satmak. Reddedilmeyi, iknayı ve satışı öğretir diye düşünüyorum.
  • Teknisyen/tekniker olarak çalışma mecburiyeti.
  • 1. ve 2. sınıf öğrencilerinin projelerine danışmanlık yapmak, onlara ders vermek.
  • TOEFL’dan en az 90 almadan mezun olamamak. İkinci bir yabancı dil öğrenme mecburiyeti.
Elektrokardiyografi

MIT’de bir öğrencinin “Elektroniğe Giriş” dersinde yaptığı EKG cihazı.

Mühendisin daha donanımlı mezun olması için gerekli koşullar olduğunu düşündüğüm bu maddeleri öğrenci üniversiteden bağımsız da yapabilir ama mecbur kalmadan yapmayacağını hepimiz biliyoruz.

Eklemek istediğiniz maddeler varsa lütfen yorum kısmından paylaşın. Akademisyen arkadaşlarım ve hocalarımdan bunu özellikle rica ediyorum.

Yukarıdaki maddeler çoğunlukla sosyal ve kişisel gelişimle ilgiliydi. Elektrik/Elektronik Mühendisliği özelinde daha teknik bir alternatif  Elektrik- Elektronik Mühendisliği eğitimi yazısı yazmayı da planlıyorum. O yazının da içeriğiyle ilgili önerilerinizi ve katkılarınızı bekliyorum.

Yazının başındaki sosyal paylaşım butonlarını kullanarak bu yazının daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz. Böylece benim içeriği geliştirmeme yardım etmiş olursunuz. Aşağıdaki Facebook takip et butonunu tıklayarak da Facebooktaki kişisel paylaşımlarımı takip edebilirsiniz. Bunlar haricinde Twitter hesabımı ve blogun Facebook sayfasını da sağ üstten takibe alabilirsiniz.
Reklam ve spam atmadığım mail listeme üye olmak için 10 saniyede aşağıdaki formu doldurabilirsiniz:

* indicates required



Tags: , , , ,

12 Responses

  1. murat 2012/09/07, 08:50

    “Öğrenci sayısı arttıkça öğrenci kalitesinin düşmesi. Buna bağlı olarak öğrencinin, ?dersi daha iyi öğrenmek için ne yapabilirim?? yerine ?dersi geçmek için ne yapabilirim?? şeklinde düşünmesi.”
    itü’den saygılarla

    Cevapla
  2. mehmet 2012/09/11, 17:51

    yukarıda 1 ders de olsa Google kullanım eğitimi vermek demişsin bu google eğitimini biraz açarmısın?

    Cevapla
  3. Burhan 2013/07/29, 16:21

    Üniversiteden bagımsız kişisel gelişimlerden bahsettiniz hocam. Bunları yaparken izlenecek yollardan bahseder misiniz? Örnegin programlama konusunda. Proteus,Python,Autocad gibi.

    Cevapla
  4. HAKAN 2014/08/18, 14:59

    Yazılan tavsiyeler tabiki çok güzel ..ama bunları uygulatacak kalitede hoca sayısı malum..yani önce hocalar kendini kanıtlasın ki öğrenci bunları takib etsin(kaale alsın)..öğrenciliğimde derste bocalayan, ne dediği anlaşılmayan hocalardan bıkmıştım..Bunun yanında tabi öğrenci kalitesi de oldukça düşük..En ufak araştırma ödevinde/çalışmasında öğrenciler inim inim sızlanıyor bin türlü şikayet falan(yatmaya alışılmış)..yatmaya alışılmış çünkü üni. ye ite kaka gelinmiş-dibe vurmuş puanlarla mühendislik seçilebilir olmuş..bi sene 10000 le girilen bölüme ertesi yıl 18000 daha sonra 25000— lerle giriliyor….Tablo oldukça karanlık görünüyor 🙂

    Aslında yukarda yazdığınız eğitimleri öğrencilerden önce hocalara vermek gerekli..bunu söylerken mübalağa yapmıyorum zira çoğu hocanın internet-bilgisayar bilgisi ortada(siz hiç format bilmeyen matlab hocası gördünüz mü :))…)

    yaklaşık 8 yıl şu bu üniversitede şu-bu bölümde okudum..şu tarihe kadar gördüğüm öğrendiğim şu ki eğitim seviyesi(öğrenci+hoca) 10 yıl öncekinden çok daha geride..her gecen sene iyice geriliyor..üstelik düzeleceğine dair hiçbir gelişme yokken bu gerilemenin daha da hızlanacağı aşikar..şartlar ve imkanlar çok gelişmiş olmasına rağmen bireylerin seviyesi gerilemiş..falanca üni.de falanca şu kadar sayıda yeni lab kurulmuş yeni bina yapılmış falan hep reklam hep hikaye..ortaya konulan bir eser bir ürün yok getirisi yok yani..lab kurdun da ne oldu diye sormak lazım..
    benim söyleyeceklerim bu kadar(işin ucu siyasete doğru gidiyor…)

    Cevapla

Leave a Reply

XHTML: You can use these tags: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>